Bugün Brecht'in doğum günü. Biz de bu vesileyle Brecht'ten bir öykü ve altı şiiri Hilmi Tezgör çevirisi ile yayımlıyoruz.
Balkan Savaşı
Yaşlı, hasta bir adam yola düşmüş gidiyordu. Derken dört genç adamın üstüne çullandı ve varını yoğunu aldı. Yaşlı adam üzgün üzgün yoluna devam etti. Ama az sonra bir köşe başında baktı ki haydutlardan üçü dördüncüye çullanmış, çalınan malları ondan almaya çalışıyor. Kavga sırasında, kendisinden çalınanların yere düştüğünü gören yaşlı adam onları sevinçle yerden aldı ve hemen oradan uzaklaştı. Fakat vardığı ilk kentte yakalandı ve yargıcın önüne çıkarıldı. O dört genç yine bir olmuş, gelmiş, kendisini suçluyorlardı. Yargıç ise şu kararı aldı: Yaşlı adam her şeyini gençlere vermek zorunda. “Çünkü” dedi bilge ve âdil yargıç, “verilmezse bu dördü ülkede karışıklık çıkarabilir.”
Arz-Talep Şarkısı
Nehrin aşağılarında pirinç var.
Yukarılarda yaşayanların ise ona ihtiyacı.
Depolarda kalacak olursa eğer
Daha pahalıya gelir onlara.
Mavnayı çekenlere daha az pirinç düşer
Benim içinse iyice ucuzlar.
Hem pirinç nedir ki aslında?
Ne bileyim ben pirinç nedir?
Pirinç nedir bilen var mı?
Allah bilir pirincin ne olduğunu
Benim bildiğim sadece onun fiyatı.
Kış geliyor, insanların ihtiyacı giysi.
O halde bolca pamuk almalı
Ve onu depolamalı.
Soğuk olunca giysiler pahalanır.
Tezgâhlarda çok yevmiye ödenir.
Gereğinden fazla da pamuk birikir.
Hem nedir ki pamuk aslında?
Ne bileyim ben pamuk nedir?
Pamuk nedir bilen var mı?
Allah bilir pamuğun ne olduğunu
Benim bildiğim sadece onun fiyatı
İnsan gereğinden fazla yemek yer
Böylece giderek artar fiyatı.
Yiyecek olması için daha çok insan gerekir.
İşçiler ucuza yemek yapar ama
Yiyenler onu pahalılaştırır
Ve giderek daha az insan kalır.
Hem nedir ki insan aslında?
Ne bileyim ben insan nedir?
İnsan nedir bilen var mı?
Allah bilir insanın ne olduğunu
Benim bildiğim sadece onun fiyatı.
Çay Demlerken Gazete Okumak
Sabah erkenden gazeteden okuyorum
Papanın çığır açacak planlarını,
ve kralların, bankerlerin ve petrol baronlarının.
Bir gözüm ise suyu ısındıkça bulanıklaşan
Ve kaynamaya başlayan ve yine durulan
Sonunda da taşarak ateşi söndüren
Çaydanlıkta.
Hollywood
Her sabah, ekmeğimi kazanmak için
Giderim yalanların satıldığı pazara.
Umutla
Girerim satıcıların arasında sıraya.
Alışkanlıklar, Hâlâ
Tabaklar öyle sert konur ki
Çorba taşar dışarı
Kulak tırmalayan emir gelir:
Yemeğe!
Prusya kartalı
Boğazlarına doğrar
Yavrularının yemini.
Gurur
Amerikalı asker anlattığında
Sağlığı yerinde Alman burjuva kızlarının
Tütün karşılığında ve küçük burjuva kızlarının
Çikolata karşılığında
Satın alınabildiklerini,
Ama açlıktan ölmek üzere olan Rus kadın kölelerin
Satın alınamadığını,
Gurur duydum.
Eğlenceler
Sabah pencereden ilk bakış
Yeniden bulunan eski kitap
Meraklı yüzler
Kar, mevsimlerin değişimi
Gazete
Köpek
Diyalektik
Duş yapmak, yüzmek
Eski müzik
Rahat ayakkabılar
Kavramak
Yeni müzik
Yazmak, çiçek dikmek
Seyahat etmek
Şarkı söylemek
Canayakın olmak
***
Bertolt Brecht
Türkçesi: Hilmi Tezgör